Powered By Blogger

8 Mart 2014 Cumartesi

ADANALI KIRGIZLAR

                                                                                            Şamil YAZAN
Araştırmacı-Yazar

Bir hoca arkadaşım vasıtasıyla Kırgızistan’dan Şahsenem Halilbekova isimli bir öğrenci ile tanıştım. Şahsenem Hanım Nevşehir’de Türk dili üzerine yüksek lisans yapmaktaydı.  Adana’da yaşayan Kırgız Türkleri üzerine yüksek lisans çalışması yapmak istediğini söyledi. Bende bu konuda elimden geldiği kadarı ile yardım edebileceğimi belittim.
Adana’da Türkistan Türklerinin varlığından haberim vardı. Hatta bir derneklerinin olduğu ve dergi çalışmalarının olduğunu bilmekteydim. Ama Adana’da yaşayan Türkistanlı Türklerle herhangi bir tanışıklığım yoktu. Bu yüzden Adana’da yaşayan Kırgızlar ile bağlantı kurmanın en mantıklı yolu Adana’daki Türkistanlılar Kültür ve Dayanışma Derneğine ulaşmaktı. Böylelikle Türkistanlılar Derneği başkanı İlker Medeni Beye ilk önce telefonla ulaştık. Şubat ayının 18’nde buluşmak üzere telefonlaştık. Buluşmak üzere Türkistanlılar Derneğinin Yüreğir’in Serinevler Mahallesindeki binasına öğleden sonra vardık. İlker Medeni Bey güleç yüzlü bir insandı bizi çok iyi karşıladı. Şahsenemin nasıl bir çalışma yapmak istediğini anlattık. Kendilerinin Şahsenem’e nasıl yardım edebileceğini sorduk. İlker Medeni Bey bizi Abdüşşekür Özgen Beyle tanıştıracağını belirtti. Bize Abdüşşekür Beyin Kırgız Türkü olduğunu bu konuda onun daha iyi yardımcı olacağını belirtti. Sohbet arasında Adana’da yaşayan Türkistan Türkleri arasında en çok Özbek olduğunu öğreniyoruz. Özbeklerden sonra sırasıyla Kırgızlar, Kazaklar ve Uygular yer almaktaydı. Türkistan Türklerinin soy isimleri hemen dikkatimi çekti. Mesela İlker Beyin soy ismi Medeni idi. Kendilerinin bir ara Arabistan’ın Medine şehrinde yaşadıklarını ve bu yüzden bu soy ismini aldıklarını belirtti. Abdüşşekür Beyin soy ismi Özgen idi. Özgen adı Kırgızistan’ın Özgen (Özkent) şehrinden gelmekteydi. Özbeklerin bir kısmının Adana’ya Osmanlı döneminde geldiği anlaşılmaktaydı. Ayrıca Milli Mücadeleye katıldıklarını zaten daha öncesinde de bilmekteydim. Türkistan Türkleri Türkiye’ye gelebilmek için en az iki-üç ülke gezmek zorunda kalmışlardır. Abdüşşekür Bey emekli bir insandı. Orta boylu ve hafif çekik gözleriyle tam Kırgız Türkü olduğunu göstermekteydi. Adana’da kaç Kırgız ailesini sorduk Abdüşşekür Bey bize on aile olduğunu söyledi. Ayrıca bir ailenin Antalya’ya ve bir ailenin İstanbul’a göç ettiğini belirtti. Abdüşşekür Bey yarın bir araba ayarlayacağını ve böylelikle Kırgız ailelerini daha kolay gezebileceğimizi belirtti. Ertesi sabah Kırgız aileleri gezmek amacıyla buluştuk. Abdüşşekür Bey ilk önce kendi ailesi götürdü. Abdüşşekür Bey’in hanımı Kırgız Türkçesini anlıyor ama çok fazla konuşamıyordu. Ayrıca Abdüşşekür Beyin akrabalarından bir kısmının hala Kırgızistan’da olduğunu öğrendik. Ayrıca bir çocuğu Kırgızistan’da okumuş. Her gittiğimiz evde Şahsenemin Türkiye Türkçesini düzgün konuşması karşısında bir şaşkınlık yaşanmaktaydı. Şahsenem’de Türk Dünyası Araştırma Vakfının Kırgızistan’da bulunan Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü okuduğunu belirtmekteydi. İkinci ziyaret ettiğimiz kişi Abdüşşekür Beyim dayısı Abdülhamit Özgen Bey idi. Abdülhamit Bey ilerlemiş yaşına rağmen güçlü bir hafızası vardı. Kendilerinin Cumhuriyet devrinde Adana’ya geldiklerini belirtti. Türkiye’ye gelmeden önce Doğu Türkistan (Kaşgar), Pakistan, Arabistan ve Irak üzerinde Türkiye’ye geldiklerini belirtti. Bir ara Almanya’da da yaşadığını belirtti. Türkiye’de ilk önce Konya’nın Cihanbeyli ilçesine yerleştiklerini belitti. Kırgız tarihi konusunda bilgi sahibi olduğu Kırgız kelimesinin manasına açıklamasından belliydi. Osmanlı Devletinin kuruluşunda 600 kadar Kırgız atlısının destek verdiğini belirtmekteydi. Moğolları da Türk olarak kabul ettiğini belirtti. Kendi babasının Basmacılık Hareketinin ileri gelenlerinden biri olduğunu ve babasının mezarının Konya’nın Cihanbeyli ilçesinde bulunduğunu belirtti. Basmacılık Hareketinin Ruslar tarafından alelalade bir çapulculuk hareketi olarak gösterilemeye çalışıldığını ama Basmacılık Hareketinin milli bir direniş hareketi olduğunu belirtti. Adana’da yaşayan Kırgızların birinci kuşakları Kırgız Türkçesini konuşmaktaydı. Bazıları anlıyor ama konuşamamaktaydılar. İkinci kuşak içerisinde Kırgızistan’da üniversite okuyanlar Kırgızcayı konuşabilmekteydiler. İkinci kuşağın diğer üyeleri Kırgızcayı hiç bilmemekteydi.
            Abdülhamit Özgen Geleneksek Kırgız Kıyafetiyle

Adana'da Bulunan Türkistanlılar Derneği

Sonuç olarak tarih kitaplarından duyduğumuz Rus zulmünü yaşayan veya etkilerini birebir yaşayan insanlarla konuşmak benim açımdan oldukça ilginç oldu. Son olarak umarım Şahsenem Hanım, Adana’da yaşayan Kırgızlar üzerine makale veya master tezi hazırlar. Böylelikle Türkiye ve Türkistan’ın kader birlikteliği hakkında bize bir yazı çalışması kalır. Atalar boşuna dememiş “Söz uçar yazı kalır”  diye.