Powered By Blogger

15 Mayıs 2015 Cuma

GÖNDERİLMEMİŞ BİR MEKTUP

Tutuş Altaylı

Ey güzellerin güzeli anneciğim!

Ben bu mektubu yazarken yüreğimde acı ve gözlerimde nem var. Oysa ben bu mektubu sen vefat etmeden önce kaleme almaya başlamıştım. Ama dünyanın gelip geçiciliğine fazlamı daldım yoksa hayırlı bir evlat mı olamadım nedendir bilinmez sana yazacağımı mektubu bitirmek nasip olamadı gitti. Bak sen vefat etmeden önce ne yazmışım:

“Bir gece yüreğime bir çiğ damlası kadar bir korku düştü.  Bu korku bir sırtlan edasında tüm bedenime tüm ruhuma üşüştü. Ya bir sabah sensiz uyanırsam diye anne! Söyle anne söyle… Senin yokluğunu evlât sevgisi veya kardeş sevgisi doldurur mu Anne? Vardan öte, yoktan öte bir sevgiymiş: Ana sevgisi. Yüreğimim sessiz çığlığı duyulur mu sensizlikte? Anne: duygularım çıplak ve acizdir sensizlikte! “

Evet, annem yukarıda bahsettiğim korku ağustos ayının üçünde gerçekleşti. Artık ne zaman çocuğunu seven bir anne görsem içim burkulacak. Ya da olmadık yerde aklıma geleceksin bende tüm gözyaşlarımı içime akıtacağım. Bazen de gözyaşlarımı saklamaya çalışacağım çevremdeki tüm insanlardan
Artık öksüz bir çocuğum ve de bu duyguyla yaşamayı öğrenmeye çalışacağım. Çalışacağım diyorum ama alışacağım diyemiyorum. Söyle nasıl derim Anne! Diyemem çünkü ben “Unutmak ihanettir, Unutturmadık unutmayacağız.” diyen bir anlayışın sevdalısıyım. O yüzden ben seni unutacağım ne de seni unutturacağım.

Oğlun Şamil

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder