Powered By Blogger

20 Mayıs 2014 Salı

SOMA GERÇEĞİ İLE YÜZLEŞEBİLMEK

Şamil YAZAN
Türkiye gündemi cumhurbaşkanlığı seçimi idi. Başbakan Erdoğan cumhurbaşkanlığına aday olacak mı? Muhalefet partileri nasıl bir aday çıkaracaktı. Ama Soma’dan gelen haberle Türkiye’nin gündemi hemen değişiverdi. Olayı ilk zamanlarda fazla önemsemedik. Olayı sıradan maden kazası olarak değerlendirdik. Hatta maden kazasında olsa olsan beş on kişinin ölmüş olabileceğini düşünüyordu. Oysa maden kazasından haberler geldikçe işin vahameti anlaşılmaya başlandı. Olayın sıcaklığında başbakanımız her zamanki gibi krizleri idare etmekten uzak bir edayla o bilinen sözü söyledi:”Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var.”

Başbakanın bu açıklamaları bana İslam dünyasının yüzyıllardır tartıştığı itikadi mezhepler olan Maturidilik ve Eşarilik anlayışını hatırlattı. Eşariliğe göre insanın aklı hiçbir zaman gerçeğe ulaşamaz bu yüzden insan ancak kayıtsız şartsız inanmakla mutlu olabileceğini ileri sürer. Maturidilik anlayışının kurucusu olan İmam Maturidi’ye göre, akıl, sadece dinî bilginin kaynağı değil, aynı zamanda genel bilginin ve ahlaki bilginin de kaynağıdır. İşte bu iki zıt anlayış geçmişten günümüze İslam dünyasının fikri yapısını etkilemiştir. Hatta Osmanlı Devletinin yıkılmasında Eşarilik anlayışının etkileri olduğu vurgulanmaktadır. Nitekim Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı almasıyla İslam dünyasının önde gelen Eşari âlimleri İstanbul’a getirtilmiştir.  İstanbul’a gelen Eşarî alimleri Osmanlı medreselerinden akli ilimleri ( matematik ve fizik gibi..) dışlanmasına neden olmuşlardır.İşte akla önem verilmemeye başlandığından beri Türkiye’deki Siyasal İslamcılar deprem, yangın, deprem, trafik kazası gibi olaylarda yaşanan can kayıpları takdir-i ilahi veya kader olarak yansıtır olmuşlardır.Aslında İslam dünyasında devlet adamlarının en küçük olaylarda bile sorumluluk duymaktaydılar. Nitekim bu duruma en iyi örnek Hz. Ömer’dir.Hz Ömer’in devlet sorumluluğu ile anlatılan  bir olayda:
Hz. Ömer (R.A.) tebdili mekân mahalle aralarında gezerken çocuk ağlamaları gelen bir kapının önünde durur ve bir süre dinler ve kapıyı vurarak içeri girer. Gördüğü manzara karşısında şaşkına döner. Bir yaşlı kadın ocaktaki tencerede bir şeyler pişiriyor. Küçük çocuklarsa eteğine yapışarak ağlıyorlardı...
Hz. Ömer (R.A. ): kadına bu çocuklar niye ağlıyor diye sorar.
Kadın: çocukların aç oldukları için ağladıklarını söyler.
Hz. Ömer (R.A.): peki niçin pişirdiğin yemekten vermiyorsun der
Kadın: kocam ve oğlum şehit, bu çocuklarda oğlumun yetimleri, son yiyeceğimiz iki gün önce bitti. Tencerede de taş kaynatıyorum ki çocuklar avunur uykuya dalar diye” der
Hz. Ömer daha da şaşırarak “peki kimseden yardım talep etmedin mi?” der.
Kadın: varlıklı bir aileden geldiğini, yardım talep etmeye utandığını söyler ve Hz. Ömer’e beddualar etmeye başlar. “Ömer şimdi rahat yatağında uyuyor, bizim halimizi düşünmüyor” der;
Hz. Ömer: ana, Hz. Ömer’in nerden haberi olsun der
Kadın: o İslam’ın halifesi, kocamı, oğlumu, savaşa gönderirken biliyordu da şimdimi bilmeyecek der.
Hz. Ömer: haklısın ana siz burada biraz bekleyin der ve gidip kendi sırtıyla taşıdığı un ve yağı getirip kadına verir. Daha sonra kadına ve yetimlere maaş bağlatır.
Hz. Ömer:“Fırat kıyısında bir koyun helak olsa, Allah bunu Ömer’den sorar diye korkarım.””diye adalet anlayışını ve sorumluluk anlayışını ortaya koymaktadır.
Neyse biz gelelim Soma olayıyla yüzleşmek meselesine. Soma bir gerçeği de ortaya çıkarmıştır ki biz acıyı bile paylaşmasını bilmiyoruz. Nitekim sosyal medyada bazı gençlerin yüzlerine ve göğüslerine kömür renginde şekiller çizerek fotoğraflarını paylaşmaları bunun en büyük göstergesidir. Bu yüzden Soma acısını bile paylaşamayan bir toplumun soma ile yüzleşmesini beklemek herhalde hayalperestlik olur. Soma olayının sorumlusu olarak sadece şirket yöneticileri ve çalışanlarının suçlu ilan edilmesi bile bu olayla yüzleşemeyeceğimizi göstergesidir. Peki, Maden güvenliği yasalarını adam akıllı yapmayan milletvekilleri. Madenleri adam akıllı denetlemeyen müfettişler. Soma olayı öncesinde madenlerde yaşanan kazaları araştırmak için komisyon kurulmasına yönelik teklif veren muhalefetin önergesini kabul etmeyen iktidar milletvekilleri suçsuz mu? Anlaşılan o ki bu olayın faturası birkaç şirket çalışanlarına ve yöneticisine çıkacak. Soma olayında ölen kişilerin ailelerine çeşitli yardımlar yapılacak. Birkaç hafta sonrada bizler de yavaş bu olayı unutmaya başlayacağız. Bu da ilah-i takdir (veya kader) olsa gerek..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder