Powered By Blogger

27 Temmuz 2015 Pazartesi

KOZAN SANCAĞI ÜZERİNE NOTLAR III

Şamil YAZAN
Cumhuriyetin ilk yıllarında Osmanlı Devleti’ni kötülemek pek muteber bir şey zannedilirdi. Bunu bir dereceye kadar olumlu karşılayabiliriz. Çünkü yeni kurulan her rejim kendi otoritesini yerleştirmek adına eski rejimi kötüleme yoluna gitmiştir. Dünyanın tüm medeniyetlerinde bir rejim yerleştikten sonra eski rejime bakış değişir. Artık eski rejime daha ilmi ve daha mantıklı bakılmaya çalışılmaya başlanır. Bizim toplumumuzda geçmişi değerlendirirken duygusallıktan uzaklaşamadığımız için Osmanlı ya kötüdür ya da iyidir.  Günümüzde Osmanlı’ya bakışımız belli ölçüde de olsa düzelmeye başlarken Neo-Osmancılık diye tuhaf bir anlayış ortaya çıktı. Bu anlayışın mensupları tarafından topluma şu görüş dikte edilmeye çalışılmaktadır: “Cumhuriyet kötü. Osmanlı iyi.” Oysaki Cumhuriyet Osmanlı Devletinin devamıdır. Neyse biz bu çalışmamızda II. Abdülhamit’in kendi öz tebaası olan Kozan Dağlarında yaşayan dağlılarına bakışını incelemeye çalışacağız.
II. Abdülhamit bir gün Amerikan elçisiyle görüşmektedir. Amerikan elçisinin “ Amerika’daki Kızılderililerin medenileştirilmesine aleyhtar olduğunu, bu sebeple bu sebeple okutulmalarına taraftar bulunmayıp tabii halde bırakılmalarını daha istifadeli olduğu hususundaki fikirlerini dinler. Bunun üzerine II. Abdülhamit, şöyle bir karar verir: Bizde de Arnavutlarla, Kozan Dağlarındaki dağlılara mektep açmak beyhudedir. Mektep şehirler içindir. Dağlıların cesaretlerinden faydalanmak için hissî muamele ile istifade etmeliyiz.”[1]
II. Abdülhamit’in Kozan Dağlarındaki dağlılar dediği yerler Çukurova’nın dağlık alanları olan Kozan ile Tufanbeyli arasındaki dağlık alanlardır. Şunu da belirtmek gerekir ki burada yaşayan dağlılar Varsak Türkmenleridir. Osmanlı kaynaklarında buraları Kozan Sancağı olarak geçmektedir. Kozan Sancağının en önemli yerleşim yerleri olan Sis(Kozan), Hacın(Saimbeyli) ve Feke’de Amerikan, Alman ve İtalyan Misyonerlerine ait birçok okul ve kuruluş vardır. Misyonerler sözde eğitim kurumları açmışlar ama gerçekte ise Ermenileri Osmanlı’ya karşı kışkırtmışlardır.[2] 
Rose Lambert isimli Amerikalı misyoner kadının, katır sırtında Kozan Dağlarına gelerek okul açması ne kadar manidardır. Aynı şekilde Osmanlı padişahının dağlılar için okulun gereksiz olduğunu inancına sahip olması Osmanlı Devleti’nin niye yıkıldığı konusunda bize herhalde fikir verir. Sonuç olarak Türk tarihinin her devrinde doğrular ve yanlışlar vardır. Önemli olan doğrularla övünürken yanlışlardan da ders çıkarabilmektir.



[1] Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Cilt VIII, TTK yay., Ankara 2007
[2] Ahmet Şerif, Anadolu’da Tanin, Cilt I,TTK yay. Ankara 1999

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder