Şamil
YAZAN
Cumhuriyetin
ilk yıllarında Osmanlı Devleti’ni kötülemek pek muteber bir şey zannedilirdi.
Bunu bir dereceye kadar olumlu karşılayabiliriz. Çünkü yeni kurulan her rejim
kendi otoritesini yerleştirmek adına eski rejimi kötüleme yoluna gitmiştir.
Dünyanın tüm medeniyetlerinde bir rejim yerleştikten sonra eski rejime bakış
değişir. Artık eski rejime daha ilmi ve daha mantıklı bakılmaya çalışılmaya
başlanır. Bizim toplumumuzda geçmişi değerlendirirken duygusallıktan
uzaklaşamadığımız için Osmanlı ya kötüdür ya da iyidir. Günümüzde Osmanlı’ya bakışımız belli ölçüde de
olsa düzelmeye başlarken Neo-Osmancılık diye tuhaf bir anlayış ortaya çıktı. Bu
anlayışın mensupları tarafından topluma şu görüş dikte edilmeye
çalışılmaktadır: “Cumhuriyet kötü. Osmanlı iyi.” Oysaki Cumhuriyet Osmanlı Devletinin
devamıdır. Neyse biz bu çalışmamızda II. Abdülhamit’in kendi öz tebaası olan
Kozan Dağlarında yaşayan dağlılarına bakışını incelemeye çalışacağız.
II. Abdülhamit
bir gün Amerikan elçisiyle görüşmektedir. Amerikan elçisinin “ Amerika’daki
Kızılderililerin medenileştirilmesine aleyhtar olduğunu, bu sebeple bu sebeple
okutulmalarına taraftar bulunmayıp tabii halde bırakılmalarını daha istifadeli
olduğu hususundaki fikirlerini dinler. Bunun üzerine II. Abdülhamit, şöyle bir
karar verir: Bizde de Arnavutlarla, Kozan Dağlarındaki dağlılara mektep açmak
beyhudedir. Mektep şehirler içindir. Dağlıların cesaretlerinden faydalanmak
için hissî muamele ile istifade etmeliyiz.”[1]
II.
Abdülhamit’in Kozan Dağlarındaki dağlılar dediği yerler Çukurova’nın dağlık
alanları olan Kozan ile Tufanbeyli arasındaki dağlık alanlardır. Şunu da
belirtmek gerekir ki burada yaşayan dağlılar Varsak Türkmenleridir. Osmanlı
kaynaklarında buraları Kozan Sancağı olarak geçmektedir. Kozan Sancağının en önemli
yerleşim yerleri olan Sis(Kozan), Hacın(Saimbeyli) ve Feke’de Amerikan, Alman
ve İtalyan Misyonerlerine ait birçok okul ve kuruluş vardır. Misyonerler sözde
eğitim kurumları açmışlar ama gerçekte ise Ermenileri Osmanlı’ya karşı
kışkırtmışlardır.[2]
Rose
Lambert isimli Amerikalı misyoner kadının, katır sırtında Kozan Dağlarına
gelerek okul açması ne kadar manidardır. Aynı şekilde Osmanlı padişahının
dağlılar için okulun gereksiz olduğunu inancına sahip olması Osmanlı Devleti’nin
niye yıkıldığı konusunda bize herhalde fikir verir. Sonuç olarak Türk tarihinin
her devrinde doğrular ve yanlışlar vardır. Önemli olan doğrularla övünürken
yanlışlardan da ders çıkarabilmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder