Şamil YAZAN
Ben seni sevdiğimi kendime bile
itiraf edemezken,sen sana olan sevgimi nerden bileceksin. Sana olan sevgimi
yüreğimin en kuytu köşelerine hapsetmişken,sen benim yaşadığım hüznü nerden bileceksin.
Senin varlığın acı ;yokluğun ise
bambaşka acı.Ve acıyı bal kıvamında yaşarım seni düşününce.Senin duruşun
,bakışın ve gülümsemen bir şiir
kıvamıdır.Ve ben o şiir kıvamında hüznü yaşarım seni düşünence.
Şair ruhlu cariyenin, Yavuz Sultan
Selim’in karşında yaşadığı çelişkiyi, korkuyu ve heyecanı yaşarım seni
düşününce.
Bir o kadar yakındın ;bir o kadar da
uzaktın.Bir acıydın gurbet
kadar.Bir sancıydın ,bir
tohumun vakti zamanı beklemesi gibi.Anlayacağın çelişki içinde çelişki yaşarım
seni düşününce.Ve sessiz sedasız sana seslenirin:
’’Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır sende naz..
Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter..’’
Seni düşündükçe anladım.Ben ne beni sevmeni bekledim ne de bana acımanı bekledim.Ben sadece sana olan aşkımın hüznünü,çilesini yaşamak istedim.Zaten seven sevdiğinden gelecek her cefaya gönüllü değimlidir?Ne güzel demiş şair:
‘’Bela yağmuru gökten yağarsa
Başını dutmaktır
adı aşk.’’
Bilme Görklüm
bilme!Duygularımın sana doğru ırmak olup aktığını.Gönlümün alev topu gibi
yandıkça büyüdüğünü ve bende yarattığın
çelişkiyi.Bilme ne olur bilme.Belki sana olan aşkımın büyüsü bozulur.Belki de
sana olan aşkım yara alır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder